Kendinizi yenilemek için fırsat yaratın

Hafta sonu eşimle birlikte kaplıcalar cenneti Yalova ve Termal Tesislerine keyifli ve dinlendirici bir gezi gerçekleştirdik.

İzmit Terminalinden Efe Tur otobüsüyle Yalova’ya gittik.

Epeydir Yalova’ya gitmemiştik, terminal şehir dışına taşınmış.

Buradan minibüsle Yalova merkeze 15 dakikada ulaştık.  İDO iskelesinin hemen yan tarafından Termal minibüsüne bindik.

Yalova Termal yolunun görselliği çok yüksek.

Yol boyundaki çınar ağaçları, 1930 yılında, Cumhuriyetin ilk yıllarında dikilmiş ve 1997 yılında‘’korunması gereken anıt ağaçlar’’ olarak tescil edilmişler

25-30 dakikalık bir mesafe sonrasında Yalova’nın Termal ilçesine ulaştık.

İlçe, Yalova’nın tam ortasında, Samanlık Vadisi adı verilen saklı bir cennete yayılıyor. Karışık bir iklim özelliği gösterdiği için, bölge bir arada ender görülen bitki türlerinin yetişmesine olanak veriyor.

Roma döneminden beri bu vadideki termal sulardan faydalanılıyor.

Halen Roma hamam kalıntılarını

görmek mümkün. O dönemde, Termal vadisinin tepe noktalarını oluşturan Gökçedere ve Üvezpınar

köyleri arasındaki sıcak su kaynaklarından çıkan buhar nedeni ile, yeraltı tansısının burada

yaşadığına inanılmış ve bölgeye Pythia Therma adı verilmiş.

Osmanlı döneminde fazla ilgi görmeyen kaplıcalar, Sultan Abdülmecit’in annesi Bezm-i Alem Valide Sultan’ın romatizma ağrılarına iyi gelince, bölge,yeniden ilgi çekmeye başlamış.

Sultan Abdülmecit’in, yeni köşkler ve tesisler yaptırması sonrasında, yabancı yatırımcıların tesislere ortak olarak işletmeleri yapmaları ile Yalova Termal, 19.yy. sonunda popüler bir turizm ve tatil beldesi haline gelmiş.

Savaş nedeni ile yabancılar ülkeyi terk edince, 1929’da Atatürk, çok sevdiği Yalova’da, köşkler

yaptırıp çiftlikler kurarak, Termal Bölgesinin, önemli bir kaplıca merkezi , ‘’bir su şehri ‘’haline gelmesini arzulaması üzerine tekrar bir toparlanma süreci yaşanmış.

***

Termal minibüslerinin son durağı konakladığımız tarihi termal otele 50 metre.

Sağlık Bakanlığının işlettiği Termal otel yeşil cenneti Termal İlçesinde 1938 yılında Atatürk’ün direktifleri ile açılmış ve ilk konuklarından birisi de yine Atatürk olmuş.

1982 de tahrip olması nedeniyle yıkılarak, aslına uygun olarak 2009 yılında tekrar açılan otel1600 dönümlük arberetum ve kaplıca kompleksi içersinde yer alıyor.

Roma dönemine kadar uzanan ve altın madalya ile ödüllendirilen termal suları bulunan hamamların

kapalı termal havuz ve aile banyoları ile termal suyun ayrıcalığını gelen misafirlere sunuyor.

Oteli gayet temiz ve konforlu. Oteli Profesyonel işleten Sağlık Bakanlığını kutluyoruz.

Böylesi güzel bir otele geldiğimiz için çok mutlu oluyoruz.

Alelacele kendimizi açık havuz merkezine atıyoruz.

Havuzun hemen arkası cam ağaçlarıyla çevrili.

Termal havuz sıcaklığı 39 derece. Dışarısı ise 23 derece. Mis gibi cam kokan havada havuza girince dışarı çıkmak istemedik.

Üşümek kesinlikle söz konusu olmasa da, içerideki 39 derecelik termal sıcak suya tekrar

girdiğimizde, iliklerimizde hissettiğimiz gevşeme, bedenimizdeki tüm yükü

atıveriyor.

Bir iki kere aynı işlemi tekrarladıktan sonra, abartarak hasta olma riskine ermeden, kese masaj seansı için hamama geçiyoruz.

Ruhumuzu ve bedenimizi sağlıkla doyurduktan sonra geriye aç olan sadece midelerimiz

kalıyor. Akşam yemeği için otelin restorant bölümüne geçiyoruz.

Yemekler son derece güzel ve lezzetli.

Yemekten sonra dışarı çıkarak vadinin gece manzarasına  seyre dalıyoruz. Gökyüzüne baktığımızda bir sürü yıldızı bir arada görmek, bülbül sesi dinlemek bizi bizden alıyor.

Yatma vaktı geldiğinde gevşemiş ve lezzetli yemekleri fazla kaçırmış olmanın verdiği doygunlukla iyice ağırlaşmış olmamıza rağmen bülbül sesleri arasında, çok rahat uyuyoruz.

***

Sabah kahvaltıdan sonra bülbül sesi ve mis gibi kokan bahar çiçekleri eşliğinde Termal alanını dolaşmaya başlıyoruz.

İçildiğinde birçok böbrek ve mide hastalıklarına iyi geldiği, hatta hastalık tedavilerinde de kullanılan Mide Suyu; tesislerde karşımıza çıkan ilk kaynak suyuydu. Aşırı sıcak olduğu için tek bir dikişte içmek oldukça zor.

Göz Suyu‘nun ise göze iyi geldiği söyleniyor. Fakat çok sıcak olduğu için değil göze sürmeyi, elinize almakta bile güçlük çekiyorsunuz. Elinizi hafifçe ıslatıp gözünüze damlatmanız yetiyor.

Ayak Suyu‘nun geliş şekli diğerlerine göre biraz daha farklı. Bir dere şeklinde kaynağından gelerek akıyor. ‘Ayağımı sokup, rahat rahat sıcak suyun keyfini yaşarım’ diyorsanız, o zor çünkü su çok sıcak.

Nefes ise yeraltından gelen buharın tüttüğü yer nefesiniz başta olmak üzere bütün gözeneklerinizi açan bir etkisi var.

Önümüzde kısa 23 Nisan ve 1Mayıs tatilleri var.

Kendinizi yenilemek için mutlaka kendinize fırsat yaratın vebu mevsimde Termale gidin gezin çok beğenip bize dua edeceksiniz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Nurettin Kolaylı - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Çağdaş Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Çağdaş Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Çağdaş Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Çağdaş Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.