MHP, İYİ Parti ve sağ siyasetteki anlayış…

Yeni kurulan İYİ Parti’nin en önemli kadrolarını, yıllarca MHP’de politika yapmış isimler oluşturuyor. Kısaca İYİ Parti MHP’nin içinden çıkan ama daha farklı bir yere oturmayı amaçlayan bir parti durumunda. Ana damar olup parçalanan,  bölünen konumundaki parti ise MHP. Yani bu iki parti birbirinden çok etkileniyor ve etkilenmeye de devam edecek gibi görünüyor.

Nazar değmesin, bugüne kadar kazasız, belasız iyi geldiler. Çünkü bu gibi ayrılıklarda sinirler gerilir, söylenecek en ağır sözler sarf edilmeye başlanır. Hatta kavga gürültüye kadar varacak nahoşluklar yaşanır ve yıllardır aynı siyasi mücadeleyi yürüten insanlar, birbirleriyle küs hale gelir. İşte bunların hemen hemen hiç yaşanmamasını sevindirici bulurken her iki partinin bütün kadrolarını kutluyorum. Bu ayrışmanın medenice kabul edilip, içe sindirilmeye çalışılıyor olmasını da canı gönülden temenni ediyorum.

Sol çok ayrıştı…

Ülkemizde hem sağda hem solda parçalanma, ayrışma hep yaşandı. Ama şunu söylemeliyim ki; bu ayrışmanın zararını en çok solcular gördü. En basit örneği, Ankara Büyükşehir Belediyesi seçimlerini sosyal demokratlar hep ayrışma sonucu kaybettiler. SHP-CHP çekişmesi, CHP-DSP çekişmesi pek çok belediyede seçim kaybettirirken, seçim işbirliğini de hiç başaramamışlardır. Bunların örneklerini kentimizde de yaşadık.

Sağcılar birleşebiliyor…

Solun aksine sağ kesim ne kadar ayrışsa da sonunda(seçim zamanı) sandıkta birlikteliği sağlamayı beceren bir misyona sahip. Sol bunu hiç başaramadı. Bir tek 16 Nisan referandumunda Hayır cephesinde buluşarak 60 yıllık çok partili siyasi yaşamımızda ilk örneği oluşturdular. Sağ kesim makulde, mantıkta buluşmayı beceriyor, başarıyor. Farklı partilerin tepe yöneticileri ne derse desin taban sandıkta birleşiyor. Küçük partilerin taraftarları, yerelde veya genelde iktidara gelme konusunda kim önde ise ona destek olabilmeyi iyi biliyor. 2002’den bu yana SP tabanının seçim günü AK Parti’ye yönelmesi bunun günümüzdeki en güzel örneğidir.

2019’da belli olur…

Sonuç olarak sağcılar ayrılmayı da nerede ittifak yapacaklarını da iyi biliyorlar. İktidar olacak olana desteğini asla esirgemiyorlar. Solcularda ise bu anlayış hemen hemen hiç olmadı. Tarihteki ilk ve tek örnekleri 16 Nisan’dır. Ülkemizde yarım asırdır yaşanmakta olan böylesi bir siyasi iklimden İYİ Parti ve MHP’nin nasıl etkileneceğini zaman yani 2019 gösterecek.

Emek kesiminin

avukatı; Şinasi Yeldan…

Avukat Şinasi Yeldan geçen hafta vefat etti. Adını çok duymuş ama bugüne kadar kendisiyle hiç tanışmamıştım. Bu yazıma vesile olan ise yayınlanan başsağlığı metinleri oldu. Hani herkes, hepimiz“Bu gök kubbenin altında hoş bir seda bırakmak” isteriz ya, işte merhum bunu başarmıştı. Hem de çok farklı biçimde. Emekten yana duruşunu yaşamı boyunca sürdürmüş ve bunun gereği olarak da hep emeğin avukatlığını yapmış. Sessizce aramızdan ayrıldıktan sonra kendisiyle ilgili verilen ilanları görünce açıkçası duygulandım.

1961-71 arası Türkiye İşçi Partisi(TİP) Kocaeli İl Başkanlığı, 1978-1980 Kocaeli Baro Başkanlığı yaptı. 40-45 yıl boyunca Selüloz-İş, Türk Harb-İş, Hürcam-İş ve Maden-İş Kocaeli Şubeleri’nin Hukuk Müşavirliği görevlerini üstlenmiş. Yani meslek yaşamının büyük bir bölümünü emek mücadelesine adamış. Bunu, Oğlu Prof. Dr. Erinç Yeldan’ın, Selüloz-İş Sendikası Genel Başkanı Engin Alşan’ın ve onun izinden yürüyen avukat Murat Özveri’nin yayınladığı vefat ilanlarından anlıyoruz. Bir alışmışlığımız vardı, iş dünyasının işveren kısmındaki temsilcilerinin ardında verilen vefat ilanlarına. Bu kez az rastlanan bir şey oldu ve emek cephesinden bir seda yükseldi. İyi, güzel ve anlamlı da oldu. Merhuma Allah’tan rahmet geride kalan yakınlarına ve bütün emek dünyasına başsağlığı diliyorum.

Esnaf Emrullah’ın

hafızası moral verdi…

Bazen çok sıkça yazılır çizilir, balık hafızalı bir toplumuz diye. Aslında pek de öyle sayılmayız. Şimdi bir örnek aktaracağım, siyasiler de okuyup bilsinler istiyorum. Bizim gazetenin bulunduğu caddede bulunan esnaf komşularımızla sohbetlerimi zaman zaman sizlere aktarıyorum. Bazen çok güzel önerileri oluyor. Fırsat buldukça onlarla sohbet ederim ve bundan da büyük keyif alırım.

Geçen gün dükkanın önünde oğluyla duran komşu davet edince yarım saate yakın sohbet ettik. Tabi ki şehrimizin altını üstüne getirdik. Ama sorduğu bir soru ile ne müthiş bir hafızaya sahip olduğunu da gördüm. 15-20 yıl önce ortaya şöyle bir öneri atılmıştı; İzmit’teki trafik sorunu için İnönü Caddesi’nin kuzeyinde bulunan tepelerin yamacından paralel bir güzergah açılsın. Hatta hesap yapılmış, birkaç yüz metre yukarı çıkmak kafi gelmişti. Epeyce de tartışılmıştı. O geldi bizim komşu esnaf Emrullah’ ın aklına ve ne oldu diye onu sordu. Ben de hemen hatırlamıştım. Evet İzmit’in trafik problemine çözüm arayan yetkililer, yıllar öncesi ortaya atılmış böyle bir öneriyi, kafalarının bir kenarında yazılı bulundursunlar. Çünkü biz bu gidişle, öyle görünüyor ki İzmit’in trafik problemini hiç çözemeyeceğiz, ama hep tartışacağız.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Sadun Çetin - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Çağdaş Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Çağdaş Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Çağdaş Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Çağdaş Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.