Aslında öyle sevinçli ve mutluyum ki, söze nereden başlayacağım bilemedim.
Ama öncelikle, büyük bir başarıya imza atan bu gencecik, pırıl pırıl milli takım evlatlarını ve başta alçak gönüllü, deneyimli Şenol Güneş Hoca olmak üzere teknik kadro ve tüm emeği geçenlerle ne kadar gururlansak azdır.
Dün gece, Avrupa Futbol Şampiyonası Elemeleri H Grubu’nda İzlanda ile berabere kalıp bir puan almak için çıktığımız maçta, golsüz berabere kalıp, çok değerli olan bir puanı alıp, pazar günkü Andorra maçı öncesi Euro 2020’ye katılma hakkını kazandık.
Hem öyle bir hak ki anasının helal sütü gibi;
Evet değerli okurlarım, Bu günkü başarı yalnız Euro 2020’ye gidiş vizesi değil.
Esas olan başarı, gereksiz çekişmeler ve yumruklaşmaya varan kavgalar ile değerini yitiren, tüm itibarını kaybeden bir Milli Takımı küllerinden çıkartıp bu günlere getirip, gönüllere taht kuracak ve herkesin taktirini kazanan bir Milli Takımı yaratmaktı.
İşte bunun için daha ilk günden itibaren paranın ve primin yerine, gururun ve milli formanın öncelikle yer aldığı milli takımın yaratılmasından başlanmış.
Huzur ve uyum içinde, hırs ve inanç ile mücadele eden, genç bir kadronun oluşturulmasına.
Takım birliği içinde oyun disiplininden kopmadan,
Bütün eleme maçları boyunca, rakiplere göre verilen taktik ve stratejiler ile devam eden, kendine güvenerek, mücadele ile söke söke aldığımız güzel sonuçlar ile çok şükür hem milli takımımıza hem de bu birlik beraberlik günlerine geldik.
Evet değerli okurlarım, diyeceksiniz ki herkes ‘’MerhabaEuro 2020’’ diyor da, sen niye ‘’Hello 2020’’ başlığı attın, yoksa sende mi? Yeni nesle özendin diyeceksiniz.
Ama bir nedenim var;
Öncelikle şunu belirtmekte fayda var, hani yeni neslin kullandığı yabancı kelimeler ve yabancı kelimelerle, Türkçe kelimelerin birleşiminden oluşan ifade ve kavramların var ya, işte bu ne yazık ki, millet olarak varlık sebebimiz olan dilimizi olumsuz etkilemektedir.
Bense asla bu yanlışa düşmem.
Hello yazmamın nedeni şu;
Avrupa vizesi aldık Avrupa’ya gidiyoruz ya, şimdi merhaba yazsam Avrupalı rakiplerimiz sözlüğe açıp bakacaklar;
Kelime karşılığı olan; Korkmayın, benden size zarar gelmez. Karşılığını görünce; ‘’tamam bu takım çantada keklik bakalım diğer maçlara’’. Diyeceklerdi.
Evet değerli okurlarım işin esprisi bir yana, Ulus olarak birlik ve beraberlik içinde öyle genç, dinamik ve mücadeleci takım haline geldik ki, artık gerek defans, gerek ofansif olarak rakiplerimizin korkulu rüyaları olduk.
Bir de bunlara Avrupa’da her yer Türkiye diye bağıran güzel insanlarımızı da katarsak, rakiplerimizin kuralar çekilirken Türk Milli Takımı ile eşlenmemek için dualar edeceği kesindir.
Şimdi onlar düşünsün, çünkü bu Türklerin ayak sesleridir.
Sevgilerimle.