ATEŞ SADECE DÜŞTÜĞÜ YERİ YAKMAZ

Malumunuz Türkiye gündemini meşgul eden yangın felaketi maalesef birçok maddi zarara sebep olduğu gibi yüreklerimizi de yakmakta. Kayıplar çok ciddi ve yangın yüzünü hala birçok şehirde göstermekte. Kendimi böyle zamanlarda çok çaresiz ve cahil hissediyorum. Ben ne yapabilirim, daha güzel nasıl eyleyebilirim diye düşünmeden edemiyorum.

Yaşanan kötü olayların anlatılabilmesi sosyal düzenin temini ve bireylerin iyileşmesi için vazgeçilmez bir önemdedir elbet, fakat bizim ülke olarak temel problemlerimizden bir tanesinin de yas tutamamak olduğunu düşünüyorum. Laf kalabalığı hatta ‘durum’ kalabalığı ile matem zamanlarını geçiştiriyoruz. Çünkü matem de bir olgunluk gerektiriyor; içimize aldığımız bir şeyi orada tutabilmeyi, dilimizi tutabilmeyi, bu niye oldu, yeniden olmaması için neler yapabiliriz diye düşünmeyi gerektiriyor.

Bir müzenin duvarında asılı duran şu yazı gibi: “Bu oldu; öyleyse yeniden olabilir.” Bizlere düşen; olan ve bize maddi ve manevi zarar veren şeyleri çok iyi düşünebilmeli, bu durumun nedenlerini ve yol açtığı sonuçları çok iyi analiz etmeliyiz ki tuttuğumuz matem de bir işe yarasın! Böylesi durumları ancak laf kalabalığı ile geçirdiğimiz zaman, kendi acımıza bakmaktan korktuğumuz zaman çoğu kez ideolojik ve siyasi tarafgirliklere savruluyor ve birbirimizin canını yakarak rahatlayacağımızı zannediyoruz.

İnsan başkalarının yaralarını kurcalayarak kendi yaralarının sızısından kurtulamaz. Bilakis onların da yaralarını sarmalıyız. Velhasıl bu itiş kakış halini böyle zamanlarda bitirmeye gayret göstermek ve gerekirse ağlayarak, üzülerek ve birbirimizin omzuna yaslanarak yaşamak mecburiyetindeyiz.

Böyle dönemler insanlarda yılgınlık ve kaygı bozukluğuna sebep olabilmektedir. Bu sebeple sosyal medyada örneğine sıkça rastladığımız yalan haberlere, aslı astarı olmayan söylentilere de uyanık olmak, dikkatli davranmak ve sözlerimizi sakınarak söylemek yapabileceğimiz güzel davranışlardan bir tanesi. Bizi güzel bir millet yapan, ortak acılar etrafında toplanabilmektir.

 Şiddetin, derdin, sıkıntının, hüznün ilacı ise her zaman merhamettir…

            Kendi içimizde habire hain aramaktan vazgeçelim artık. Daha önemlisi acılı ve ihtiyaç sahibi ailelerin sitemlerini ve feryatlarını duymaya çalışalım. Dert sahibi insanların derdini ve feryadını sinemize basamayacaksak ne ehemmiyeti var?

Birçok zor dönem gibi yine bu yas günlerinde iyileşebilmemizin en önemli yolu hayata tutunmaya çalışmaktır. Üzerimizde oynanmak istenen oyunların farkında olmalı, hayatı böyle zamanlarda her zamankinden daha aziz bilmeliyiz. Türkiye, her daim aziz vatan! Yasımızı her zaman birlikte tutacak, yaralarımızı birlikte saracak ve gerektiğinde birbirimizin omzunda ağlayacağız…

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Yeliz Seyhan - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Çağdaş Kocaeli Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Çağdaş Kocaeli Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Çağdaş Kocaeli Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Çağdaş Kocaeli Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.

02

A.babayiğit - Maalesef ormanlar ,hayvanlar yanarken bizim yüreklerimiz de yandı bu yangınlarda.Böyle kötü olaylarda birlik beraberliğin önemi çok büyük. Ancak biz millet olarak her büyük acıdan daha da kutuplaşarak çıkıyor dediğiniz gibi suçlayarak,hain arayarak toplumsal gerginliği artırmaktan başka bir şey yapmıyoruz. Bu zor günleri hiçbir şey yapamıyorsak bile Rabbime yardım etmesi için dua etmeli millet olarak kenetlenip bir olarak üzerimize oynanan oyunlara fırsat vermemeliyiz.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ağustos 20:58
01

Mkble - Canım dost, gerekirse birbirimizin omzunda ağlayacağız.

Yanıtla . 1Beğen . 0Beğenme 03 Ağustos 00:33